Büyüyünce İkarus Olacak Chambery Otobüsleri

      Bu yazımda Chambery’deki otobüslerden bahsedeceğim. Dur yav en önemli şey otobüs müydü şimdi, dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız en merak edilen konu kaldırımlar, bekçiler, güvercinler ve otobüsler olmayabilir; ama birkaç dakika önce öğrendiğim bir şeyi sıcak sıcak paylaşmak istiyorum. Ayrıca evet önemli bir konu; çünkü yeni bir yere geldiğinizde, özellikle de o ülkenin dilini bilmiyorsanız, ulaşım büyük, gerçekten büyük sorun.

      İlk olarak otobüse nasıl binilir? Önce sol ayağınızı ilk basamağa… Yok yok oraları ben de biliyorum. Biraz daha ilerisini diyorum. Başlangıçta otobüs kartı nasıl alınır, daha doğrusu otobüse kartla mı biniyorlar, paralı mı, yoksa bazı Avrupa şehirleri gibi ücretsiz mi bunları bile bilmiyordum. O yüzden eşimle birlikte binene kadar hiçbir yere tek başıma kımıldayamadım. O hep, bu gün iş yerime gel de oradan gidelim, niye otobüs kullanmıyorsun gibi anlamsız cümleler sarf ederdi. Bilmiyorum, çekiniyorum deyince de, ne dediğimi anlamazdı. Kelimenin tam anlamıyla Fransız kalırdı. (Allaaam hep bu deyimi kullanmak için bekledim). Bilmemek, çekinmek falan bunlar yabancı kelimeler onun için. Ben size söyleyeyim de Chambery’e gelince dağdan inme gibi dolanmayın ortalıkta. Otobüsler beleş değil. Otobüse biletle biniliyor. Bileti tabac shoplardan ya da tek binişlik, gidiş-gelişlik, 24 saatlik alacaksanız otobüs şoföründen alabilirsiniz. Gidiş-gelişlik biletin avantajı, bileti aynı gün içerisinde kullanmak zorunda olmamanız. Bir yere gidip orada konaklayacaksanız iyi bir yöntem. 24 saatlik bilet ise favorim. İstediğim yere, istediğim kere tek bir biletle gidebiliyorum; ama adından da anlaşılacağı üzere 24 saat içerisinde. Tek binişlik bilet 1,30, diğer anlattıklarım 2,60 euro. Bunların dışında 10’luk, haftalık, aylık ve yıllık sınırsız çeşitleri de var. Yıllık sınırsız 26-65 yaş arası için 300 euro civarı bir şeydi; ama eğer öğrenciyseniz, 26 yaşından küçük veya 65 yaşından büyükseniz 100 küsur euro olması lazımdı. En iyisi ayrıntılı bilgi için http://www.bus-stac.fr/tarifv2/index.asp?rub_code=7&thm_id=33&gpl_id= 
      Bileti aldınız; sonra otobüsün içindeki bir makineye takıyorsunuz. O gerekli bilgileri yazıyor ve işlem tamam. Bazen iki tane makine oluyor. Bir tane kapı girişinde, bir tane de daha sonra; kapı girişinde tıkanıklık yaratmamak için. Burada da ne tıkanıklık olacaksa?
             
      Gelsinler de yağmurlu havada Ankara otobüslerini görsünler. Çığlık çığlığa kaçarlar herhalde. Bu arada biletinizi yerlere atmıyorsunuz (zaten biz hiç yere çöp atmayız). Zira bilet henüz çöp özelliği kazanmadı; çünkü otobüse arada bir kontrolörler biniyor. Biletsiz yakalanırsanız ayvayla beraber bir de güzel ceza yersiniz. Tavsiye etmiyorum.
      Otobüste her durağa gelmeden önce, durağın ismi anons ediliyor ve bir panoda ismi geçiyor. Eskişehir tramvayları gibi. Siz de durağa gelmeden ikaz düğmesine basıyorsunuz her normal insan gibi. Sonra otobüs durakta duruyor. Siz kapı açılsın diye bekliyorsunuz her normal otobüste olduğu gibi, ama kapı açılmıyor; çünkü oradaki düğmeye basarak sizin açmanız gerekiyor. Yani demek ki normal, göreceli bir kavrammış. İlk gördüğümde iyi ki yanımda kocam var, yoksa burada kısılıp kalırdım, demiştim. Neyse ki şoför aynadan kontrol ediyor da basıp gitmiyor ya da siz çocuğunuzla inerken, ayağınız burkulup topalladığınız zamanlarda, siz daha basamaklardayken bana ne, inseydi, ölürse ölsün deyip, çekip gitmiyor. Siz de inerken “Merci, au revoir!(Teşekkürler, iyi günler)” diyorsunuz. Şoför de “Au revoir!” diyor. İnsan gibi vedalaşıp gidiyorsunuz. İlk zamanlar çok acayip gelmişti, şoföre iyi günler dileyince, cevap almak. Bildiğiniz gibi bizim ülkemizde iyi günler deyince, ilk defa duymuş gibi tuhaf tuhaf yüzünüze bakıyorlar. Sonra siz de vazgeçiyorsunuz normal selamlaşma yöntemlerinden. Anormalini henüz ben de bulamadım. Yazık, eşim Türkiye’ye geldiğinde taksiciye “Merhaba” demişti de adam sanki küfür yemiş gibi yüzüne bakmıştı. Ben de yabancı o, iyi günler demek istedi, deyince; benim de yüzüme öyle bakmıştı. Ben de boş ver kes umudu bundan, demiştim eşime.

      Chambery otobüs hattı. Her ne kadar Moskova veya Tokyo metro hattı kadar gelişmemişse de gerek de yok zaten. Çok da büyük bir yer değil yani. Çoğu yere yürüyerek bile gidebilirsiniz. Unutmadan küçük bir uyarı. Merkezdeki otobüsler iki farklı tarafa giderler. Ankara'daki gibi düşünebilirsiniz.  Yani örneğin 2 numaralı otobüsün biri kuzeye giderken ötekisi güneye gider. Hangisine bineceğinize dikkat edin. Küçük şehre geliyorsunuz diye küçümsemeyin. Chambery'nin de bir gururu var yani.
      Burada otobüsler saatle çalışır. Yani otobüs saatlerine uyarlar. Otobüs duraklarında asılan listeler var ya, onlar gerçekmiş! Dakikayla yazıyor adamlar. 16:47 gibi. Hangi gün hangi saatte geleceği yazılı ve o saatte geliyor. İnanılmaz bir şey. Adamlar yapmış. Gerçekten müthiş. Medeniyet böyle bir şey arkadaş! Biraz Almanya gibi. Almanya’ya gittiğimde otobüs iki dakika geciktiğinde arkadaşım nerede bu otobüs, olmaz böyle şey, diye söylenmeye başlamıştı. Ben de ona katıldım; rezalete bak, Almanya diye geldik, şu düştüğümüz duruma bak J Fransızlar biraz daha rahatlar neyse ki. Otobüs hareket saatlerini, verdiğim linkten öğrenebilirsiniz. Hatta sitede şöyle de bir güzellik var. Siz nereden nereye gideceğinizi yazıyorsunuz; o da kaç numaralı otobüse binmeniz gerektiğini ve ne zamanlarda otobüs olduğunu söylüyor. Süper!

       Benim bugün öğrendiğim şey ise Chambery Belediyesi için küçük; ama insanlık için büyük bir adımdı. Bir arkadaşımdan aldığım bilgiye göre, her sene eylül ayında otobüsler 1 euro olurmuş. Hem de haftalığı. Normalde bir haftalık bilet 10 euro. Pazartesiden itibaren yedi gün boyunca 1 euroluk biletle sınırsız yolculuk edebiliyorsunuz. Duyduklarıma inanamadım. Niye ki dedim, dertleri neymiş? İnsanları otobüse binmeye alıştırıp daha mı çok para kazanmak istiyorlarmış? Pazarlama stratejisi herhalde. Gerçek nedeni ise; eylül ayında okullar açıldığı, millet tatilden döndüğü için yoğunlaşan trafiği hafifletmekmiş. Hadi canım sen de! Kesin bir iş var bu işin içinde. Kesin belediye iflasın eşiğinde. Daha sonra yolda gördüğüm bir otobüsün üzerinde “Semaine a 1 euro (haftalığı 1 avro)” yazıyordu. Demek ki duyduklarım doğruymuş. Böyle acayip şeyler de oluyor yeryüzünde. Bir tek bu değil elbet; ama hepsi sırayla. Şimdilik otobüsten bu kadar. Herkese iyi günler.
                                          16 Eylül 2013, Chambery

Yorumlar

Popüler Yayınlar