Fransa’nın Bit Pazarları; Braderieler
Ama çok özel bir şey bulmadıkça oradan alışveriş yapmanızı
tavsiye etmiyorum. Benim gördüğüm kadarıyla fiyatlar biraz uçmuş. Sanırsın biti
altın kaplayıp, satıyorlar. Ya da hepsi eşi bulunmaz sanat eseri, bilemiyorum
eksper değilim. Zaten şu bir yıl içinde bir defa görme fırsatım oldu. Çok da
bir şey kaybetmemişim.
Bu yazıyı asıl hazırlama sebebim; Grandes Braderie. Yılda
iki defa, nisan ve eylül aylarının son hafta sonlarına gelecek şekilde büyük
bitpazarları kuruluyor. Örneğin bu sene 29 Eylül Pazar günü açılacakmış
Chambery’de. Burada görme şansım hiç olmadı. Bu seferkini heyecanla bekliyorum.
Birkaç tane diğer şehirlerde gezdim. Onların tarihleri biraz daha değişik; ama
aynı dönemlerde yapılıyorlar.
Eşim gibi alışverişten nefret eden biriyseniz, oradan da
nefret edeceğiniz kesin; çünkü tozlu tabaklar, kartpostallar, lambalar,
sandalyeler, resimler vs. aklınıza gelebilecek tavan arasına konmuş ve
unutulmuş ne varsa hepsi orada. Bir şey almayacak olsam da, eşimin aksine böyle
yerlerde gezinmeyi çok severim. Hepsi tarih, yaşanmışlık, kültür ve tabii ki toz
kokar. İnsanların geçmişte neler kullandıklarına bakarak, neler yaşadıklarını
tahmin etmeye çalışırım. Nereden alınmışlar, kim yapmış, neyle yapmış bunları
merak ederim. Ayrıca fiyatları da çok uygundur. HihiJ
Grandes Braderie’de sadece ikinci el ıvır zıvır değil,
birinci el gıcırlar da vardır. Dükkanlar depolarını boşaltmak için Braderie’leri
beklerler. %90’a varan indirimler yaparlar (oh oh!). Eşimin buradan snowboardunu ve snowboard ayakkabılarını yarı fiyatına almışlığı da vardır. Evet, buna
rağmen fikri değişmedi. Söylediklerine göre bütün şehir merkezi
tezgahlarla kaplanıyormuş. Hem de geceleri de açıkmış. Bana biraz aşırı geldi.
Hala inanamıyorum, görmeden de inanamayacağım. 24 saat boyunca yüzlerce insan, soğuk demeden, uyku düşünmeden tezgah başında mı bekliyor, hem de birkaç
fazladan euro için. Demek ki sadece birkaç değilmiş, ya da fazladan. Tezgah
parası da günlük 40 euro imiş. Gözleme yapan Türk bir teyzeye sormuştum
Besançon’da. Bazen çok iyi kazanıyoruz, bazen de tezgah parasını bile
çıkaramıyoruz, demişti.
Çocuk ürünleri için ayrıca kurulan Braderieler varmış.
Küçülenleri saklayacaklarına ya da atacaklarına bir iki euroya satıveriyorlar.
Hem evde yer açılmış oluyor, hem de yeni kıyafetler için ceplerine 3-5 cent
giriyor. Zaten çocuk kıyafeti dediğin nedir ki! En fazla 2-3 ay giyebiliyorlar.
Hepsi yepyeni kalıyor yani.
Gidemiyorum, oraları göremiyorum, diye de çok üzülmeyin.
Bunların hiçbiri bir sosyete pazarı etmez. Oradaki sohbet, muhabbet, espriler
paha biçilemez. Burada kafasına sutyen geçirmiş kimseyi göremedim henüz, o bize
has bir hareket sanırımJ.
Sonuç olarak, canım sıkıldığında, moral bulmak için gidebileceğim bir Perşembe
pazarı burada yok maalesef. Neyse artısıyla, eksisiyle yaşayıp gidiyoruz işte.
En büyük eksiğimiz Perşembe pazarı olsun yani, değil mi?
* https://www.facebook.com/parislikezban
adresinden yavaş yavaş, sıkılmadan, Parisli Kezban’la Ufak Ufak Fransızca
Dersleri ile bir iki bir şey öğrenmeniz de mümkün.
21 Eylül 2013, Albertville
Yorumlar
Yorum Gönder
Hı hı evet! Hımmm...Devam edin lütfen...hımm..